Enerji Eski Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, Güney Kıbrıs – Lübnan Anlaşması konusunda Haber Kıbrıs Yazarı Levent Kutay’ın sorularını yanıtladı.
Kutay’ın röportajı şöyle:
Levent Kutay : “Güney Kıbrıs –Lübnan MEB anlaşmasının etkileri bölgemizde neleri değiştirir veya neleri etkiler. Bizim için bunun anlamı nedir”?
Şahap Aşıkoğlu : Bu konu propaganda, hamaset veya taraflı bilgilerle analiz edilmemesi gerek.
Otobüs şoförlerine toplu saldırı
İçeriği Görüntüle
Burada kritik olan; deniz yetki alanlarının nasıl hesaplandığı, hangi devletin hangi hukuki üstünlüğe sahip olduğu ve bu anlaşmanın bölgesel güç dengelerini nasıl kaydırdığıdır.
Konu hukuki olduğu kadar jeopolitiktir. Bu anlaşma bana göre uzun bir süredir bu coğrafyada dizayn edilen sürecin eksik olan son halkasıydı. Bu imzanın mutlaka Teknik, jeopolitik ve pratik sonuçları olacak. Umarım askeri bir sonucu olmaz. Aslında buna benzer bir anlaşma yanılmıyorsam 2007 yılında yine imzalanmıştı ama o anlaşma hiçbir zaman Lübnan parlamentosundan geçmedi.
Bunun kanımca belli nedenleri vardı. Örneğin Israil ile olan sorunlar veya Türkiye ile aranın bozulmaması gibi veya rumların adanın tek meşru hükümeti olmadığı gerçeği gibi (çünkü ileride çok büyük hukuki sorunlar çıkabilir.) bence bu gibi sorunlar yüzünden siyaseten bir blok uygulamıştı anlaşmaya.
Özellikle son 2 senedir bu görüşmeler yeniden başladı ve hızlandı tabi bu konuda ABD ve Israil lobileri devrede ayni zamanda uluslararası gaz şirketleri de anlaşmaların hayat bulması için devrede.
Bilebildiğim kadar 2 konuda görüşüyorlar ki bu iki konu zaten bölgeyi değiştiriyor :
1- GKRY üzerinden AB enerji sistemine bağlanmak,
2- Gaz ihracatı için hukuki çerçeve netleştirmek,
Bunu yapabilmek içinde MEB çiziminde İsrail ve Suriye ile oluşan boşlukları kapatmak gerek. Aslında bütün mesele bu teknik olarak bu boşluklar kapanırsa Türkiye müdahale edemez diye düşünülüyor en azından böyle bir olasılık oluyor. Yani GKRY niye bunu istiyor çünkü Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de kuşatacak hukuki zinciri tamamlamak temel amacı.
Peki Lübnan niye istiyor Kendi gazını AB’ye ulaştırmak için hukuki belirsizliği gidermek. Lobi faaliyetleri işleyenince bu anlaşma hayat bulabildi.
Özetleyecek olursak, GKRY bu anlaşmayla şunu yapıyor:
MEB talebini Lübnan ile sınırlandırıp “uluslararasılaştırmak”. Bu yolla Kıbrıs adasının tam MEB etkisine sahip olduğunu kabul ettirmek böylece Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de coğrafi olarak sıkıştırmak.
Bu Türkiye için kabul edilemez çünkü: Türkiye–KKTC “Mavi Vatan” doktrininin tezi zayıflar. KKTC’nin 2011’de ilan ettiği deniz yetki boşa düşebilir. Türkiye’nin Suriye ve Lübnan üzerinden etkisi azalır. Bu nedenle Türkiye bu hamleyi kabul edemez. Kanımca uzun süredir devam eden tezlerinin şiddetini artırarak sürdürecektir.
Levent Kutay: Nedir bu tezler?
Şahap Aşıkoğlu : Türkiye’nin genel argümanı ana karaların MEB haklarının önceliğidir. Uluslararası mahkemelerde adalar genelde tam etki almaz. Türkiye’nin kıyı uzunluğu 1870 km halbuki GKRY’nin kıyı uzunluğu 648 km dolayısı ile Türkiye’nin büyük bir avantajı var . Yani hukuksal olarak Türkiye avanatajlı . Başka bir avantajı ise bölgede bulunan askeri gücü yani donama ve arama/dril gücü. Bu güç son 2 yılda nerdeyse kayboldu çünkü Türkiye tarama gemilerini bölgeden çekti. Donanma konusunda Türkiye’nin üstünlüğünü de GKRY Mari deniz üstünü yabancı savaş gemilerine açarak dengelemeye çalışıyor.
Mari’de Fransa, ABD, İsrail, Yunanistan ve Hindistan gibi ülkelerin savaş gemileri ve denizaltıları üste konuşlanabilecek. Büyük bir satranç oyunu oynanıyor. Yukarıda da dediğim gibi temel amaç bölgede Türkiye’yi yalnızlaştırmak ve Doğa Akdeniz’deki göreceli avantajlarını dilimleyerek yok etmek .
Bu anlaşma, Türkiye’nin doğu Akdeniz’deki oyun alanını daraltma hamlesidir. Ama “Türkiye’yi bitirir” gibi bir etkisi olacağını düşünmem. Çünkü anlaşmanın zayıf noktaları var ve anlaşma argümanları noktasında çok kırılgan. Türkiye neler yapabilir?
Daha anlaşma parlamentodan çıkmadı bunun çıkmaması için lobi yapar veya Lübnan’ın Türkiye’yi karşısına alması mantıklı değil bu anlatılabilir Veya daha keskin bir yol deneyebilir Lübnan ile doğrudan MEB müzakeresi teklifi yapılabilinir. Böylece alternatif bir senaryo yaratılabilinir. Bunun dışında önlem olarak KKTC’nin MEB sınırlarını güncellenir ve NAVTEX alanı genişletilebilir.
Sonuç olarak bu coğrafyada oynan temel oyun Türkiye’nin etkisi azaltıp yerine başka bir jeopolitik bir güç koymak bu satranç oyunu devam edecek bize düşen izleyip proaktif bir şekilde müdahale edip tedbirler almak.
Kaynak : Halkın Sesi










