Kuzey Postası

Kuzey Kıbrısın En Güncel Haber Sitesi

Ertuğruloğlu: Er ya da geç dünya adadaki fiili durumu hukuken de kabul etmek durumunda kalacaktır

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, bir yayında söylediği “BMnin Rum tarafını ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak tanıdığı sürece, iki egemen eşit devlet, eşit uluslararası statü politikası kabul görüp, çözüm olmaz” şeklindeki sözlerine açıklık getirdi.

TAK’a bu konuda değerlendirmelerde bulunan Ertuğruloğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Her şeyden önce Kıbrıs meselesinin ne olduğunu tarif etmek gerekir. Kıbrıs meselesi özünde bir statü sorunudur. Herkesin bildiği üzere Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkleriyle Kıbrıslı Rumların eşitliğine dayalı olarak 1960 yılında kurulan bir ortaklık devletiydi. Ancak Rumlar, Kıbrıs Türklerini silah zoruyla devletin tüm organlarından uzaklaştırarak devleti üniter bir Rum cumhuriyetine dönüştürdüler. Sorun, bu durumu gayet iyi bilen uluslararası toplumun, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin, artık Kıbrıs Türklerinin temsil edilmediği salt Rum devletini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımaya devam etmeleri ve bu şekilde muamele etmeleriyle ortaya çıktı. 1964 yılında alınan 186 numaralı Güvenlik Konseyi kararı sorunun tam da kendisidir. Burada Kıbrıs Türklerinin meşru hakları gözardı edilerek, özden gelen egemen eşitliği hilafına 1960 Cumhuriyetindeki kurucu ortaklık statüsü yok sayılmıştır. Rumlara haksızca ve Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına ve anayasasına aykırı şekilde verilen bu statü bugüne kadar Kıbrıs meselesinin çözümünün önündeki adeta tek engeli teşkil etmiştir ve hala etmeye de devam etmektedir. Kıbrıs meselesinin biraz uzun olmakla birlikte özü budur ve konunun anlaşılması için bu hususların iyi bilinmesi gerekmektedir”

Öztürkler: “Bu menfur saldırıyı en güçlü şekilde kınıyorum”

İçeriği Görüntüle

Ertuğruloğlu, Rum tarafının her türlü yöntemin denendiği ve konuşulmamış hiç bir konunun kalmadığı yarım asrı aşan müzakere süreçlerinde hiç bir şekilde Türklerle ortaklık kurmaya niyetinin olmadığının, tek istediğinin üniter Rum devletinin egemenliğini adanın kuzeyine yaymak olduğunun defalarca en açık şekilde görüldüğünü de belirtti.

“Türk tarafı işte bu tecrübeden hareketle bir uzlaşının önünü açmak için 2021 yılında politika değişikliğine giderek Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının yeniden teyidini talep etti” diyen Ertuğruloğlu, egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesinin adadaki gerçeklere dayalı bir anlaşmanın da yolunu açacağına vurgu yaptı.

Öncelikle BM’nin Kıbrıs meselesine bakışını değiştirerek, mevcut gerçekler temelinde bir paradigma değişikliğine gitmesi gerektiğini söyleyen Bakan Ertuğruloğlu, “Esasında BM’nin kendi yapısının ve küresel/bölgesel meselelerin çözümündeki etkinliğinin tartışma konusu olduğu günümüz dünyasında BM’den ne bekleyebiliriz, o da ayrı bir konu” sorusunu yöneltti.

“BM, Rum tarafını ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak tanımaya devam ettiği sürece Kıbrıs’ta taraflar arasında bir uzlaşı/anlaşma sağlanması mümkün değildir. Bunu 50 yılı aşkın sürede hepimiz gördük” diyen Ertuğruloğlu sözlerini şöyle noktaladı:

“Ben bunu söylemekle reel politik bir tespiti dile getirdim. Diğer yandan, bu tespiti yapmakla birlikte, Kıbrıs Türkleri olarak meşru ve özden gelen haklarımızın tanınmasından vazgeçmek gibi bir seçeneğimizin olmadığını da söylüyorum. Er ya da geç dünya adadaki fiili (de facto) durumu hukuken (de jure) de kabul etmek durumunda kalacaktır. 2. Dünya Savaşından sonra kurulan uluslararası sistem çökmüştür. BM bu sistemin bir kurumudur. Yeni küresel dengeler oluşurken BM de bundan nasibini alacaktır. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde hiç bir şey bugünkü gibi olmayacaktır. Burada esas olan Kıbrıs Türklerinin haklarına ve devletlerine sahip çıkmaktaki kararlılıklarını sürdürmesidir. Kıbrıs Türk halkı yalnız değildir. Her koşulda yanımızda olan, karşılıksız desteğini esirgemeyen Anavatan Türkiye’miz vardır. Bu bizim en büyük gücümüzdür. Kıbrıs Türkünün geleceğinin parlak olacağına inancım tamdır.”

Kaynak : Halkın Sesi